Ankara'mızın tarihi efsanelerinden bahsetmeden önce isminin anlamını bir gözden geçirelim. 'Ankara' isminin tarihi olarak kesin bir kaynağı bulunmuyor.
Günümüze kadar birçok isim değiştiren şehirde ilk olarak söylendiği tahmin edilen isim, tarihte Galatlar olarak bilinen topluluğun verdiği Yunanca 'Çapa' anlamına gelen Ankyra ismidir. Ankyra ismi günümüze kadar ki süreçte zamanla değişikliğe uğrayarak Anycre, Engüriye, Engürü, Angara, Angora ve en nihayetinde Ankara isimlerini almıştır.
Tarihsel süreçte birçok topluluğa kucak açan Ankara'nın efsaneleri şunlardır:
Çapa Şehrinin Efsanesi, Mogan Gölü Efsanesi ve Gelin Kaya Efsanesi'dir. Gelin bu efsaneleri kısa ve öz bir şekilde inceleyelim ve bu tarihi şehrin efsanelerinden habersiz kalmayalım.
Çapa Şehrinin Efsanesi
Bir dönem bölgenin hakimi olan Frigya Kralı Midasa, rüyasında ilahi bir ses işitir. Bu ilahi ses Kral Midasa'ya "durma, kalk. Topraklarında bir gemi çapası ara. Onun bulunduğu yere bir şehir kur. Bu şehir sana mutluluk getirecektir." Şeklinde seslenir. Kral Midasa gördüğü rüyanın ardından bir anda sevinçle bulunduğu yerden doğrulur ve kalkar. Kral Midasa gördüğü rüyanın üzerine ülkesinin her tarafına adamlar gönderir ve gemi çapası aramalarını emreder. Onca aramanın sonucunda şu anda Ankara kalesi'nin olduğu tepelerde çapanın bulunduğunu öğrenir. Çapanın bulunmasının ardından hemen buraya bir şehir kurdurtur ve bu şehrin adını, bulunan gemi çapasının anlamını taşıyan Ankira ya da Anker koyar. Gemi çapası ise ifade edilene göre uzunca seneler kurulan bu şehrin tapınağında saklanır.
Mogan Gölü Efsanesi
Bu efsanenin oluşumu biraz daha basit şekilde olduğunu belirtmek gerekirsek:
Bir zamanlar bu bölgede yaşam süren Ganey ve Monza isminde iki gencin birbirlerine aşık olmaları ama gençlerin ailelerinin bu aşka izin vermeyip karşı çıkmaları üzerine bu iki aşık birbirlerinden habersiz bir şekilde evlerinden kaçarak iki farklı tepeye çıkarlar. Çıktıkları bu tepelerde söylentilere göre 8-10 yıl boyunca hiç duraklamaksızın ağlayadururlar. Bu iki aşığın gözyaşlarından akan damlaların şimdilerde Mogan Gölü'nün bulunduğu yerdeki yatağa akması ile göl meydana gelir. Bunun üzerine Ganey ve Monza'nın göz pınarları kuruyarak kör olurlar. Dolayısı ile gölün ismi, Monza ve Ganay adlarını taşıyan iki aşığın hikayesinden gelir.
Gelin Kaya Efsanesi
Gelin Kayası, Ankara'da İdris Dağı'nda ve Hasan Oğlan'da bulunan, bir kaya ile ilgili bir efsanedir. Bu yer Elmadağ yerleşkesinde yer alır.
Tahmini olarak birkaç yüzyıl öncesine dayanan bu olayda, Bir köyde düğün yapılıyor. Bu düğün sırasında gelini eşkıyalar alıp kaçırıyorlar ve köyün yukarı taraflarında bir yerde bulunan yaylaların olduğu kısma doğru ilerliyorlar. Bu sırada gelin eşkıyaların ellerinden bir sekilde kurtarıyor kendisini ve kayalıkların olduğu bir yere gidiyor. Dolayısıyla da eşkıyalar da gelinin peşinden geliyor. Daha fazla kaçamayan gelin de bu durumda eşkıyalara yâr olmaktansa bulunduğu bir kayadan kendisini aşağıya atıyor. Tam bu arada da gelinin duvağı orada halka biçiminde kalıyor ve taşa dönüşüyor.
Özel Haber/Editör: Bedirhan Aykutluğ
