Türkiye’de yaşanan yüksek enflasyon toplumsal hayatı her açıdan etkiliyor. Borçlular ve alacaklılar bu enflasyondan dolayı karşı karşıya geliyorlar. Alacaklılar enflasyondan dolayı zarar ettiklerini dile getirerek itiraz ediyorlar. Borçlular ise borçlarının artmasını kabul etmiyorlar. Bu çıkan anlaşmazlık ise çözümsüz kalıyordu. Ancak artık bu meselede mahkemelerin vermiş olduğu emsal bir karar bulunuyor.
GECİKME ZAMMI YETERLİ GELMİYOR
Bir borcun üzerine gecikme zammı eklendiğinde enflasyon karşısında yaşanan kayıpların telefi edilmesine yeterli gelmiyor. Bundan dolayı alacaklı olanlar haklı oldukları bir konudan mağdur olarak ayrılabiliyorlar. Borçlular için faydalı gibi görünen bu durum artık uygulanamayacak. Yargıtay’ın almış olduğu emsal karar borçlu ve alacaklı meselelerini en baştan dizayn edecek.
BORCUN ENFLASYON FARKI ÖDENMELİ
Yargıtay’ın emsal kararına göre bir alacak eğer enflasyon karşısında değer kaybına uğramış ise bunda alacaklının bir kusuru yoktur ve zarar görmesi kabul edilemez görülmektedir. Bu çerçevede borç konusu olan tutarın enflasyon farkı hesaplanarak yeniden belirlenmesi ve alacaklıya ödenmesi gerekmektedir. Bu açıdan verilen emsal karar oldukça belirleyici olacak. Ancak bu hususta bazı ayrıntılar da bulunuyor.
BORÇLUDAN KUSURSUZ OLDUĞUNU İSPAT ETMESİ İSTENECEK
Bir borç üzerinden enflasyon farkı talep edilmesi durumunda borçludan kusursuz olduğunun yani bu borcun ödenmesine ilişkin bir hatasının olmadığını ispat etmesi istenecek. Örneğin iki kişi arasında borç ilişkisi kurulmuş ve bir tarih belirlenmiş. Ancak bu tarihte ödeme yapılmamış. Bu durumda geciken ödemeye enflasyon farkının eklenmemesi için borçludan yapılmayan ödemede kendisinin bir kusurunun olmadığını ispat etmesi istenecek. Bu ispat yapılamaz ise alacaklı parasını enflasyon farkı ile beraber tahsil edebilecek.
