Konu ile ilgili açıklama yapan Romatoloji Uzmanı Doç. Dr. Nuh Ataş, gut hastalığı ile ilgili bilgi verdi. Ürik asitin normalde idrar yolu ile atılan bir madde olduğunu belirten uzman isim, fazla üretildiğinde ya da böbreklerin bunu atamadığında eklemlere zarar verdiğini belirtti.
Gut hastalığının genellikle ayak başparmağında aniden başlayan bir ağrı ile kendini gösterdiği ifade edildi. Bunun yanı sıra diz, ayak bileği, dirsek gibi eklemlerin de bu hastalıktan etkilenebileceği aktarıldı.
Ürik asitin, normalde idrar yoluyla vücuttan atılması gereken bir madde olduğuna değinen Ataş, "Ancak, fazla üretildiğinde ya da böbrekler yoluyla yeterince atılamadığında, eklemlerde kristal formunda birikir. Bu kristaller, bağışıklık sistemini uyararak iltihaplı ataklara neden olur. " ifadelerini kullandı.
GUT HASTALIĞI PEK ÇOK YERİ ETKİLİYOR
Ataş, gut hastalığının, çoğunlukla ayak başparmağında aniden başlayan şiddetli ağrı, şişlik ve kızarıklıkla kendini gösterdiğini, diz, ayak bileği, dirsek gibi diğer eklemlerin de bu durumdan etkilenebileceğine değindi.
Ağrıların dayanılmaz boyutlara ulaşabileceğini vurgulayan Ataş, "Hastalar genellikle geceleri başlayan, çok şiddetli ağrılarla acil servise başvurur. Zamanla bu ataklar sıklaşabilir ve gut tedavi edilmezse, eklemlerde kalıcı hasarlara yol açabilir." değerlendirmesinde bulundu.
TÜKETİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER
Ataş, gut hastalığının tetikleyicileri arasında kırmızı et, deniz ürünleri, alkol ve fruktoz içeren içeceklerde aşırı tüketimin önemli rol oynadığını, bu gıdaların vücutta ürik asit düzeyini artırarak ataklara zemin hazırladığını vurguladı.
Gut hastalığında erken tanının önemine değinen Ataş, şunları kaydetti:
"Gut hastalığı, uygun tedaviyle kontrol altına alınabilir. Erken tanı konulan hastalarda, doğru ilaç tedavisiyle hem ataklar azaltılabilir hem de eklem hasarı önlenebilir. Bu nedenle, özellikle ani başlayan ve şiddetli seyreden eklem ağrısı yaşayan kişilerin zaman kaybetmeden bir romatoloji uzmanına başvurması, büyük önem taşıyor"
Uzman isim, açıklamasının devamında genetik yatkınlığı olanların daha da dikkat etmesi gerektiğini ifade etti. Bu noktada hastaların bol bol su tüketmesi ve düzenli egzersiz yapması gerektiğinin altı çizildi.
