Ankara denildiğinde akla gelen tarihi yapılar arasında yer alan Ankara Kalesi çok uzun bir geçmişe sahip olduğu biliniyor. Ankara Kalesi’nin ne zaman ve kim tarafından yapıldığı kesin olarak bilinmiyor. Tarihi araştırmalara göre milattan önce 5. yüzyılın başında Galatlar kente yerleşmeye başladıkları sırada Ankara Kalesi vardı. Bu yapı ile ilgili olarak o günlerden günümüze kadar çeşitli efsaneler kuşaktan kuşağa aktarıldı.
Ankara Kalesi ile ilgili anlatılan efsanelerin bir kısmı günümüze kadar ulaşamadı. Bazı efsaneler ise bugün bile halk arasında anlatılıyor. Doğruluğu ispata muhtaç olan bu hikayeler Ankara’nın kültüründe yaşamaya devam ediyorlar.
GİZEMLİ DEFİNE EFSANESİ
Ankara Kalesi ile ilgili olarak Osmanlı dönemine dair bir efsaneye göre kalenin gizemli bir define saklanıyor. Bu gizemli defineyi bulmayı çok sayıda kişi denemiş. Ancak defineyi arayanlar bu amaçlarına hiçbir zaman ulaşamamışlar. Ankara Kalesi’nin ihtişamını görenler define yerine bu yapıya hayran olmuşlar.
ANKARA KALESİ'NİN KORUYUCUSU
Bir diğer efsaneye göre ise Ankara Kalesi’nin bir koruyucusu bulunuyor. Bu koruyucunun bir beyaz atın ruhu olduğuna uzun yıllar inanılmış. Söylentilere göre zaman zaman bu beyaz atın siluetini Ankara Kalesi’ni ziyaret edenler kale duvarlarında görüyorlarmış. Bazı geceler bu atın hırıltılarını duyduğunu iddia edenlerin olduğu da halk arasında söyleniyormuş.
KURULUŞ EFSANELERİ
Ankara Kalesi’nin inşasına dair de iki farklı efsane bulunmaktadır. Buna göre denizler tanrısı Poseidon’un kızı olan ve aşkı için bu kaleyi inşa ettirenin kraliçe Anka olduğu söylenir. Bir diğer efsane ise Frigya Kralı Midas ile ilgilidir. Midas’a bir gece rüyasında ilahi bir ses seslenerek topraklarında bir gemi çapası olduğunu ve bunu bulup oraya bir şehir kurmasını söyler. Bunun üzerine Midas ülkenin her tarafına adam gönderir ve bu çapa Ankara Kalesi’nin olduğu yerde bulunur. Midas buraya bir şehir kurar ve ismini da çapa anlamına gelen Anker veya Ankira koyar.
Ankara Kalesi ile ilgili olarak çok sayıda efsane ve söylence bulunmaktadır. Bunlara dair çalışmalar yapılmakta ve folklorik bir unsur olarak kayıtlara geçirilmektedir.
