Ankara'da görülen davada sanık Ş.K. maktul K.G.A ile mahalleden arkadaş olduklarını belirtti. Madde kullanıp sattığı için bir ara kavga ettiklerini ifade eden Ş.K. daha sonra aralarında sorun kalmadığını söyledi.
Ş.K. tüfekle bir alakasının olmadığını silahlı saldırıda öldürülen K.G'nin nasıl öldürüldüğünü de bilmediğini aktardı. Uzun süredir faili meçhul olarak ifade edilen soruşturma yeni delillerle birlikte 12 yıl sonra tamamlandı.
Sanık B.K. ise olayla ilgisinin olmadığını, M.Y'nin anlattığı her şeyin iftira olduğunu öne sürdü. B.K, A.'yı aynı mahallede oturdukları için tanıdığını söyledi.
"BENİM TÜFEĞİM EVDE RUHSATLI"
K.G.A. ile aralarında husumet bulunmadığını savunan K.G., "Bir ara çocuklar birbirlerine sataşmıştı ama o meseleyi de aramızda çözdük. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Bahsi geçen tüfekle alakam yoktur. Benim tüfeğim evde, ruhsatlı." dedi.
Tutuksuz sanık H.K.'de K.G.A. ile aralarında bir husumet bulunmadığı beyanını verdi.
İLK İFADENİN GEÇERLİ OLMASINI İSTEDİ
Beyanların ardından söz verilen tanık M.Y, verdiği ilk ifadenin geçerli olmasını istedi. İkinci ifadesine kadar Ş.K. tarafından tehdit edildiğini ileri süren M.Y, şunları kaydetti:
"Ş.K., beni uyuşturucuya alıştırmıştı. Tedavi oldum. O yüzden bazı şeyler bulanık, hatırladığım kadarıyla anlatıyorum. Ş.K. bana, babası ve N ile K'yi öldürdüğünü söyledi. Ertesi gün 'madde etkisinde halüsinasyon görüyordum, yalan söyledim, yok öyle bir şey.' dedi. Bir süre emin olamadım. Evliliğimiz boyunca kendimizde değildik. Madde satıcısıydı, birlikte kullanırdık. Ne, ne zaman oldu hatırlamıyorum çünkü psikolojik tedavi görüyordum, ilaç kullanıyordum"
Öte yandan iddianamede kullanılan tüfeğin Ş.K ve N.Y. tarafından Elmadağ'da bir adrese götürüldüğünü burada da bir dereye atıldığını dile getirdi. Çalışmalar sonucunda tüfeğin bulunduğu ve muhafaza altına alındığı aktarıldı.