Türkiye’de miras paylaşımları oldukça sıkıntılı bir şekilde yapılıyor. Mirasın nasıl paylaştırılacağı konusunda yasal mirasçılar zaman zaman anlaşmazlığa düşüyor. Miras uzak akrabaların da pay sahibi oldukları durumlarda ise genellikle doğru bir şekilde paylaştırılamıyor. Böyle bir durumda da iş mahkemelere taşınıyor.
UZAK AKRABA NASIL MİRASÇI OLUR?
Uzak akrabadan miras kalma durumu bazı özel koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Bir kişinin ana mirasçıları onun çocukları ve torunlarıdır. Eğer ana mirasçı olabilecek kimse yoksa o zaman miras bir silsile halinde diğer yasal mirasçılar arasında paylaştırılır. Ancak uzak akrabanın mirasçı olabilmesi için yakın akrabaların hayatta olmaması gerekir. Örneğin miras bırakanın kardeşi hayattaysa daha uzak birisine o miras kalmaz. Bir miras bırakanın çocukları, torunları, anne veya babası, kardeşleri ve onların çocukları hayatta değilse o zaman uzak akrabalar mirasçı olma hakkı elde ederler.
ZÜMRE SİSTEMİ UYGULANIYOR
Miras hukukunda 3 farklı zümre bulunuyor. Bu zümreler 1, 2 ve 3 olarak sıralanmaktadır. İlk zümrede kişinin çocukları ve torunları yer alır. Bu kişiler hayatta değilse ikinci zümreye bakılır. İkinci zümrede ise anne veya baba, kardeşler ve onların çocukları yer alır. Bu ikinci zümrede de kimse yoksa o zaman üçüncü zümreye bakılır. Bu üçüncü zümrede kan bağına dayalı uzak akrabalar yer alırlar. Örneğin hiç mirasçı yoksa miras bırakanın anne veya babasının kardeşlerinin çocukları ve torunları yasal mirasçı olurlar.
Mirasta eğer üç zümrede hiç kimde yoksa kişinin mirasçısı devlet olmaktadır. Bu durumda miras bırakanın mal varlığı Hazine’ye geçer. Ancak devletin mirasçı olması durumunda bir ince ayrıntı bulunmaktadır. Devlet bir kişinin sadece mal varlıklarına mirasçı olabilir. Eğer kişinin mal varlıkları borçlarından azsa bu durumda devlet mirasçı olamaz. Devlet sadece paylaşılacak bir mal varsa mirasçı olur.