Alimoğullarının, Ankaragücü başkan adaylığı ile ilgili açıklamalarını, Haber Ankara derledi.
İşte o açıklamalar:
“ANKARAGÜCÜ HERHANGİ BİR SPOR KULÜBÜ DEĞİLDİR”
Ankaragücü benim dünyamda herhangi bir spor kulübü değildir. Herhangi bir takım değildir. Aslında takımda değildir. Ankaragücü rahmetli Atatürk’ün Ankara’ya taşıyıp getirdiği, İmalat-ı Harbiye’den gelen, 115 yıllık tarihe sahip, oyuncularının Kurtuluş Savaşı’nda şehit oldukları bir takım. Ankaragücü herhangi bir takım değil. Cumhuriyet’in kurulmasında çok büyük emekleri var. Bizim Ankaragücü ile bir futbol takımından öte bir bağımız vardır. Duygusal bağımız vardır. Ankaragücü amatör kümeye de düşse, Şampiyonlar Ligi’ne de gitse benim nazarımda yeri değişmez. Şehrimin takımıdır.
Ben şu anda bir taraftar ve delege olarak takip ediyorum. Ankaragücü yönetimi kongre kararı almış.
“BAŞKANLIK İÇİN ŞİFAEN DAVETLER GELDİ”
Bana Ankaragücü başkanlığı için şifaen davetler geldi. Başkan olmam noktasında telkinlerde yapıldı. Ben kendi içimde bunu düşündüm. Ankaragücü’nün 2.Ligden 1.Lige çıkaran başkan olmak benim için çok büyük şeref olur. Bir kere olayım ömrüm boyunca torunlarıma anlatacağım liyakat madalyam, bir hikayem olur. Bu benim için çok önemli bir şey.
Ankaragücü çok kaotik bir dönemden geçiyor. Maddi anlamda da sorunlu bir dönemden geçiyor. Ankaragücü’ne elbette başkan olmak isterim. Ama biz biraz önce Etimesgut Spor için ne dedik, bir kadro dedik. Bu sadece Ömer Faruk Alimoğulları ile olacak bir iş değil.
Bir kere Ankaragücü’nde ciddi anlamda bir borç yükünün olduğunu biliyoruz. Transfer yasaklarının kaldırılması için total 500 – 600 milyon TL gibi rakamlara en azından sağlayabilmek gerekiyor.
“BEN BAŞKAN ADAYIYIM DİYEREK PR’IMI YAPAMAM”
Ben şunu yapamam: Ben gidip başkan adayıyım diyerek bunun PR’ını yapamam. Ben vaadler verip, sonra yapmadan çekip gidemem. Şunları yapacağım deyip, 2 ay sonra bir kongre yapıp bırakamam.
Gerekirse servetimi satarım, ama gidip bir şey yapmam lazım.
Ankaragücü’ne başkan olabilmekten ziyade, Ankaragücü’ne başkanlık yapabilmek önemli. Benim gidip reklamımı yapayım, PR’ımı yapayım gibi bir derdim yok. Markaya zarar vermek istemem. Bunu Ankaragücü’ne haksızlık olarak sayarım. Ankaragücü benden büyük, biz yarınlarda olmayacağız. Ama Ankaragücü her zaman olacak.
Ben veya sen yarınlarda olmayacağız. Ama Ankaragücü hep olacak.
“İYİ BİR ANKARAGÜCÜ TARAFTARIYIM”
İyi bir taraftarım, loca aldım, delegesiyim, iyi kötü maddi desteğim de oldu. Yani başkanlık için bir çalışma yapmak lazım. Bugün benim başkan adayıyım demem yanlış olur. Büyüklerimize de danışmamız lazım. Mehmet Yiğiner başkanımızla görüşüyoruz zaten. Onunla da bir istişare edeceğiz. Düşünmek lazım, Aileme danışmam lazım.
Ben bir işi yapıyorsam, tam yaparım. Etimesgut Spor bu kadar mesaimizi alırken, Ankaragücü oldu mu muhtemelen ben oraya taşınırım.

“BU BORÇ YÜKÜ BENİM TEK BAŞIMA KALDIRABİLECEĞİM BİR YÜK DEĞİL”
Bu borç yükünü çözebilecek bir sermaye organizasyonunu yapabilmek lazım. Bu borç yükü benim tek başıma kaldırabileceğim bir yük değil.
Ama şu olur. El birliği ile olur. Başkan olmam önemli değil, delege de kalırım. Önemli olan şu; Ankaragücü doğru ellerde yönetilsin ve laik olduğu yere gelsin.
Ankaragücü takımını ilgiyle izliyorum. Çok beğendiğim oyuncularda var. O takıma bir enerji lazım, taraftar gücü var, camiası var. Koca bir Başkent takımı.
Dediğim gibi Ankaragücü için biraz erken. Ama bir yapılanma olmalı. Bir yapılanma olursa bende o yapılanmanın içinde olurum. Mehmet Başkan’la bir istişare edeceğiz. Yılbaşından sonra camianın büyükleri ile bir görüşme gerçekleştireceğim. Dediğim gibi benim başkanlık gibi bir hedefim yok. Ama yeter ki Ankaragücü doğru ellerde yönetilsin. Biz neferiz, ne görev verilirse yaparız. Layık görülürse başkan da oluruz. Neden olmayalım.
Ama bu başkan adayıyım anlamına gelmiyor. Bir çalışma yapacağız.