Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 4. Antalya Diplomasi Forumu kapsamında "Çok Kutupluluk Çağında Ortaklık Arayışı" konulu Liderler Paneli'nde hitap etti. Küresel ve bölgesel düzeyde belirsizlik, öngörülemezlik, krizler ve çatışmalarla dolu bir zamandan geçildiğini belirten Yılmaz, bu zorluklara karşı yeni bir bakış açısıyla diplomasiye yaklaşılması gerektiğini ifade etti.
ABD BAZI ALANLARDA REKABETÇİ ÜSTÜNLÜĞÜNÜ KAYBETMEYE BAŞLADI
Soğuk savaş döneminde rekabetin daha çok güvenlik ve askeri alanda olduğunu belirten Yılmaz, bugün ise teknolojik ve ekonomik merkezli rekabetin yaşandığını söyledi. Yılmaz, özellikle de ABD'nin bazı alanlarda rekabetçi üstünlüğünü yitirmeye başladığını hissetmesi ile Uzak Doğu'da yükselen bir ekonomik güç olarak Çin'in ekonomik ve teknolojik açıdan rekabette yükselişinin yeni çatışmaların merkezinde bulunduğunu dile getirdi. Yılmaz, gümrük tarifeleri savaşının da bunu çok iyi gösterdiğini belirtti.
KAPSAYICI BİR YÖNETİŞİM OLSUN İSTİYORUZ
Türkiye'nin Avrupa'yı çok yakından takip ettiğini, Avrupa'nın ekonomi, güvenlik konularında zorluklar yaşadığını anlatan Yılmaz, bir yandan Avrupa, Rusya'dan gelen ve diğer başka gelişmelerden kaynaklı ekonomik zorluklar yaşıyor ama bunun dışında bir de rekabet sorunu olduğunu anlattı. Özellikle Çin'in ve ABD'nin çok büyük etkisi olduğunu belirten Yılmaz, Avrupa'nın hem güvenlik meseleleri hem de ekonomik sorunları yaşadığını dile getirdi. Yılmaz, "Şuna da inanıyoruz ki Türkiye ve Avrupa bu sorunları daha fazla konuşmayla daha fazla pozitif, olumlu gündemle beraber çözebilir, üstesinden gelebilir" şeklinde konuştu.
TÜRKİYE ÇOK İYİ KONUMLANMIŞ BİR ÜLKE
Kısa ve uzun dönem için politikaların aynı zamanda formüle edilmesi gerektiğine işaret eden Yılmaz, Türkiye'nin gerçekten de bu yeni zorluklar için çok da iyi konumlanmış bir ülke olduğunu ifade etti. Bazı ülkelerin belki belirsizlikler karşısında, bu zorlukları yönetmede yeni olabileceğini anlatan Yılmaz, ülkemizin bu konulara bağışıklığının oldukça yüksek olduğunu belirtti. Yılmaz, "Tabii ki dünyanın çok ilginç bir yerinde bulunuyoruz. Üç kıtanın merkezinde, ortasında, kesişimindeyiz. Avrupa'yı, Afrika'yı, Asya'yı anlayabilme özelliğimiz bizim önde gelen, liderlik eden ülkelerden biri olmamız şansını da tanıyor. Mesela bölgemize bakarsak tabii çok önemli değişiklikler yaşanıyor. Suriye'de mesela... Suriye kendini yeniden şekillendiriyor, destekliyoruz, kapsayıcı bir yönetişim olsun istiyoruz Suriye'de. Böylelikle istikrar Suriye'de sağlanabilir, bölgesel ve küresel istikrara da katkı sağlayabilir tüm bunlar. Gazze'de, dünyanın diğer bölgelerinde yaşanan insanlık dışı sorunları, uzun dönemli sorunları daha işbirlikçi ve daha insani çözümlerle sonlandırmak istiyoruz" dedi.