Onun yolculuğu, tıpkı bizlerin hayattaki deneyimleri gibi, sınırların arasında, tanımların ötesindedir.
Astrolojide “yaralı şifacı” olarak anılır. Çünkü Kiron’un etkisi, yüzleşmekten çekindiğimiz yaralarla başlar; fakat aynı zamanda başkalarını iyileştirebilme potansiyelimizi de orada taşır.
Mitolojik kökeni de bu temayı destekler. Kiron, tanrı Kronos (Satürn) ile deniz perisi Philyra’nın oğludur. Yarı at yarı insan bedeninde doğar. Dışlanır, kabul görmez. Ancak bilgeliği, sezgileri ve iyileştirme gücü zamanla onu bir öğretmene, bir şifacıya dönüştürür. Ölümcül bir yara alır ama ölümsüz olduğu için bu yarayla yaşamak zorunda kalır. Acısı kalıcıdır ama başkalarını iyileştirmekten vazgeçmez. İşte bu yüzden Kiron, kendi yarasına çare bulamayan ama başkalarının yaralarına merhem olan arketiptir.
30 Temmuz 2025’te Kiron, Koç burcunda geri hareketine başlıyor ve bu içe dönen süreç 2 Ocak 2026’ya kadar devam edecek. Bu dönem boyunca bastırılmış yaralar, özgüven eksiklikleri ve ben olma çabamız yeniden görünür hale gelebilir. Koç’un doğası gereği bunlar çoğu zaman öfke, inat, geri çekilme veya hareketsizlikle kendini gösterebilir. Ancak bu yüzleşmeler yalnızca bizi yaralamaya değil, bizi dönüştürmeye de hizmet ediyor olabilir.
Koç Burcunda Kiron Retrosu: Cesaretin Kırıldığı Yerde Şifa Başlar
Kiron, Koç burcundayken yaralar genellikle kimlik çatışmaları, bireysellikte kırılmalar ve görünmez kalma korkusu üzerinden hissedilir. Şimdi ise bu yaraların içine doğru çekilme zamanı. Kendimizi olduğumuz gibi ifade etmekte zorlandığımız anlar, geçmiş deneyimlerin gölgesinden çıkmakta yaşadığımız tereddütler bu süreçte yeniden karşımıza çıkabilir.
Bu retro, bastırdığımız cesareti geri çağırmak için gelir. Ancak bunu büyük hamlelerle değil, küçük ve içten adımlarla yapmamızı ister. “Ben kimim?” sorusu sadece bir felsefi arayış değil, bu dönemin en sade ama en güçlü kapısıdır.
Peki Bizi Nasıl Bir Ruh Hali Bekliyor?
Bu süreçte duygular daha içe dönük, tepkiler daha derinden gelebilir. Kırılganlık artabilir ama bu kırılganlık bize nereden yara aldığımızı daha net gösterebilir. Daha önce güçlü görünmeye çalıştığımız yerlerde şimdi durup dinlenmeye, hatta belki de ağlamaya ihtiyaç duyabiliriz.
Kendimize şunu sormaya başlayabiliriz; “Bu yara gerçekten geçti mi, yoksa sadece üzerini mi örttüm?” İşte bu soruya vereceğimiz yanıt, bu retro boyunca en derin iç görülerimizi doğurabilir.
Kiron Retrosunun Burçlara Etkisi
Öncü Burçlar (Koç – Yengeç – Terazi – Oğlak)
Kendini ifade, karar alma, bireysel yön belirleme konularında içsel sorgulamalar artabilir. Özellikle geçmişte bastırılmış öfke, değersizlik hissi ve “ben neredeyim?” sorusu daha sık gündeme gelebilir.
Sabit Burçlar (Boğa – Aslan – Akrep – Kova)
Güçlü görünme ihtiyacı ile içsel kırılganlık arasında sıkışmalar olabilir. Duygusal kabukların altında kalan yaralar bu süreçte çatlayabilir. Kontrollü olmaya çalıştıkça içten taşan duygularla yüzleşme gündeme gelebilir.
Değişken Burçlar (İkizler – Başak – Yay – Balık)
Zihinsel karmaşa, içsel yönsüzlük ya da geçmişte yarım kalan şifa süreçleri yeniden devreye girebilir. Özellikle geçmiş deneyimlere anlam verme ve başkalarına rehberlik etme arzusu öne çıkabilir.
Kiron Retrosunda Ne Yapabiliriz?
– Yaranın üzerini örtmek yerine, ona dikkatle bakmayı deneyebiliriz.
– Kırılganlıklarımızı gizlemek yerine, güvenli alanlarda paylaşmayı seçebiliriz.
– Tepkilerimizin arkasındaki gerçek duyguyu fark etmeye niyet edebiliriz.
– Geçmişte görmezden geldiğimiz küçük kırılmaları ciddiyetle ele alabiliriz.
– Başkalarına gösterdiğimiz anlayışı, bu kez kendimize yöneltmeyi öğrenebiliriz.
Son Söz
Kiron retrosu, bir yara üzerinden başlayan ama bir bilgelikle sona eren yolculuktur. Bu süreçte geri çekilen her duygu, aslında görünmeyi bekleyen bir içsel gerçektir. Acıdan değil, inkârdan korkmamız gerektiğini hatırlatır. Çünkü biz, en çok kendi yaralarımızı tanıdığımızda başkalarına iyi geliriz. Belki de bu yüzden, şifa önce kendini tanımakla başlar.
Astrolog Reyhan Baran
07.07.2025-Ankara