Recep Karatepe ile Ankaragücü futbol resitali

Aslında bu yazımı kongreye ayırmıştım. Ama kongre notları bir sonraki yazıya kalsın dedim.

Çünkü Ankaragücü’nün Şanlıurfaspor maçını izledikten sonra teknik direktör Recep Karatepe’nin, yardımcılarının ve futbolcuların emeklerini sizlere aktarmam gerekliydi.

Şanlıurfaspor maçını, oynanan futbolu ve verilen mücadeleyi ötelemek ve yazmamak haksızlık olurdu.

Diogo’nun Karaman’da sorumsuzca gördüğü kırmızı kartın ardından Recep Hoca’nın Osman’ı ilk 11’e koyacağı belliydi. Ama Osman nerede oynayacaktı, Mahmut savunmaya mı çekilecekti, Osman stoperde mi oynayacaktı? Maç öncesi işte tek bilinmeyen denklem buydu.

Maceraya girmedi Recep Hoca. Kaptan Mahmut Tekdemir’i, en verimli olduğu yerde, Osman Çelik’i de stoperde oynattı. Mahmut Tekdemir’de değişen hiçbir şey yoktu. Mükemmel oynadı. Ama asıl Osman Çelik nihayet gerçek kimliğine büründü.

Maç aslında tam anlamıyla bir şokla başladı. Henüz 49.saniyede konuk ekibin golü geldi. Bu gol bizim bütün moral / motivasyonumuzu etkilemişti. Yıkmıştı.

Ama takım asla dağılmadı. Geri adım atmadı, çöküntü yaşanmadı.

Tam aksine Ankaragücü oyuncuları daha motive, daha agresif oynamaya başladılar. Sanki hiç gol yememiş gibi, sanki maç 0-0’mış gibi bir şekilde mücadelelerine devam ettiler. Taktik disiplinden taviz vermediler.

Ankaragücü orta sahasında 2 önemli usta olması her şeyi o kadar kolaylaştırıyor ki, Mahmut Tekdemir ve Yusuf Emre Gültekin, bu ligin kesinlikle en izlenmeye değer ikilisi. Mahmut Tekdemir “Şef”, Yusuf Emre Gültekin ilk 2 goldeki asistleri yapan isim. Özellikle ikinci golde araya bıraktığı top inanılmaz şıktı. Bu ikiliye Mesut Emre Kesik’te katkı vermeye başladı. Geldiğinden bu yana oynamıyordu. Ama bu sezon şans buldu. Böylece maç temposu arttı, ritmini bulmaya başladı.

İlk yarıda sahada sadece Ankaragücü vardı. Önde basan, koşan mücadele eden, tün dönen topları toplayan sarı – lacivertliler bunu hücumda da yeteri kadar olgunlaştıramayınca ilk yarı sonuç gelmedi.
Bu yarıda kötü oynayan yoktu. Özellikle taktik gereği tedbir açısından ileri çıkmayan İsmail, Osman, Hüseyin ve Halil İbrahim’den kurulu savunma hattı, isim olarak çok iyi oyunculardan kurulu rakip karşısında hatasız oynadılar. Enes Tepecik daha hareketliydi. Miraç Şimşek ise artık başka bir seviyeye doğru evrilmeye başlamıştı. Mervan sürekli gezerek stoperleri yoruyordu.

İKİNCİ YARI ŞOV!

Maçın ikinci yarısı tam anlamıyla sahada bir Ankaragücü şovu izlemeye başladık. Bu yarıda maçı kazansa evine lider dönecek olan Şanlıurfaspor takımının çaresizliği, Ankaragücü’nün ise şovu vardı yeşil çimlerde.

Her atak olgun ataktı, her atak gol pozisyonuydu.

Yusuf Emre Gültekin klas bıraktı, Enes Tepecik attı…

İsmail Çokçalış klas bıraktı Mervan Yusuf Yiğit attı…

Ve Atakan Güner, Miraç Şimşek’e adeta “al da at!” diye ikramını yaptı, Miraç Şimşek attı…

Daha da neler kaçtı neler!

Biz basın tribününde, taraftar tribünde hop oturup, hop kalktık!

Emin olun Şanlıurfaspor maçını ekrandan izleyen, maça gelmeyen taraftarlar bu maç sonu çok üzülmüşlerdir.

Ankaragücü’nde uzun süredir tribünde ve sahada böyle bir birliktelik görülmemişti. En son Süper Ligdeyken 3-0 kazanılan Fenerbahçe kupa maçında bu tabloyu izlemiştik. Taraftar da uzun zaman sonra bu şova, tribünden şovla karşılık verdi.

Maç sonu taraftarlar takımı tribüne çağırdı ve birlikte keyiflenildi. Hatırlarsınız bunu yazmıştım. Karacabey maçı bitmeden herkes çıkmıştı. Takım galibiyeti kutlayacak taraftar bulamamıştı. Bu kez öyle olmadı. Hep birlikte kutlandı.

RECEP KARATEPE FARK YARATIYOR!

Recep Karatepe yeni neslin belki de en donanımlı teknik direktörü. Ersun Yanal ve İsmail Kartal deneyimi, Milli takım kariyeri ona çok şeyler katmış. Zaten kendisi de bilime, taktiğe açık bir insan.

Geldiğinden bu yana her maçta üzerine koyuyor. Her maç takıma daha fazla etkisini gösteriyor. Böyle bir patlama yapacağı belliydi.

Ankaragücü yeni kongre yaptı. Elbette zamanla her şey belli olacak ama şu an çok tanımadığımız bir yönetim var.

Gazi Ercüment Tekin, yeni yönetime adeta tertemiz bir kulüp bıraktı. En büyük kazançta burada Recep Karatepe. Ankaragücü’nde artık yıllardır süregelen teknik direktör değişimlerinden bıktık usandık. Recep Karatepe ile bir yola girildi. Şartlar ne olursa Süper Lige kadar bu yoldan sapılmaması lazım diye düşünüyorum.

Burada birkaç oyuncudan söz ederek yazıya devam edeyim. Maç sonu oyuncularla görüşüyoruz. Miraç Şimşek’e hedefi sorduk: “Çift haneler!” dedi. Hem asist, hem gol hedef çift haneler.

Atakan Güner nihayet skorada katkı vermeye başladı. Yaptığı asist inanılmaz güzeldi. Bu kez mutlu bir şekilde stadyumdan ayrıldı.

Ve Yusuf Eren Göktaş. Ki biz ona “Puyol Yusuf” deriz. Yanıma geldi. “Orhan abi senle yıllar önce çekindiğimiz resim halen duruyor!” dedi. Çok mutlu oldum. Zaten benim İnstagram hesabımda da duruyor. Hayallerine kavuştu. İlk kez A takımla birlikte sahaya çıktı. “Önünüzde büyük şans var. Her şey kendi elinizde” dedim.

Şans derken. Ankaragücü’nde sonradan oyuna giren oyuncular: Arda Doğan 18, Yusuf Eren Göktaş 21, Arda Bayram 18 ve Ahmet Emre Polat 20 yaşındalar. Hepsi alt yapı ürünü oyuncular. Yedek kulübesi Atakan Güner haricinde hepsi alt yapı patentli.

Ankaragücü taraftarı yıllarca “alt yapıdan oyuncu isteriz” diye yırtındı. Hem oyunculara, hem taraftara büyük fırsat. Bekleriz artık tribüne.

Maç sonu Atila Kiper ile birlikte protokolün öne ne de gittik. Onursal Başkan Mehmet Yiğiner’in çıkışını yakaladık. Bizi görünce sağolsun, yanımıza doğru yöneldik. Ayak üstü konuştuk. O da çok mutluydu. Keyfi acayip yerindeydi.

Başkan Muhammed Yaman’dan kısa bir değerlendirme alalım dedik. Sevinçten adeta uçuyordu. Sonraya bıraktı. Neyse ki 100 binlik primi anında duyurduk!

Gelinen noktaya bakınca insan Erzincan, Altınordu ve Karaman maçlarına daha da çok yanıyor.

BU AKŞAM YAYINDAYIZ

Ankaragücü kongresindeki tüm gelişmeleri, yeni yönetimin mali durumunu ve yaşanması muhtemel gelişmeleri bu akşam saat 21.00’de başlayacak yayınımızda konuklarımızla konuşacağız. Yayına bekleriz.
Son cümlem formayla ilgili olsun. Ankaragücü’ne sarı ve lacivert çok yakışıyor. Arada beyaz da elbette oluyor. Ama ben farklı renkli formalara bir türlü alışamıyorum. Ercüment Başkanım sen seviyorsun ama kusura bakma bu renk forma benim hoşuma gitmedi.