Türk futbolunun en özel kulüplerinden birisi olan Gençlerbirliği’nde adeta bir çuval incir berbat edildi.
Geçen sezon büyük bir başarıyla Süper Lige çıkıldı. Ama bunun coşkusu, sevinci bile yaşanamadı. Önce kongre kargaşası, sonra transfer kargaşası ve sonunda başkanlık kargaşasına geldik.
2 tarafı da dinliyorum. Yönetim kanadı kendince haklı, taraftar kendince haklı.
Gençlerbirliği yönetiminden bazı kişilerle görüştüm. Söyledikleri şu: “Başkan Osman Sungur son derece naif ve düzgün bir insan. Ancak bizlere ‘Ben hata yaptım, işleri yanlış kişilere emanet ettim. Hatalıyım! Başkanlığı bırakmak istiyorum. Bu saatten sonra faydalı olmamam’ dedi. Tamamen kendi isteğiyle bıraktı. Bizde kabul ettik ve kendi içimizde bir başkan seçip, yola devam ediyoruz. Bizim tek amacımız kulübü düzlüğe çıkarmak, hepimiz normal hayatında başarılı insanlarız. Buradan da bir çıkarımız ve menfaatimiz yok. İstesek bugün bırakırız, rahat rahat yaşarız. Ancak şu an bırakmamız kulüp menfaatine değil. Şu an bırakırsak belki talip bile çıkmaz. Biz mevcut durumu toparlayıp, başkanlığa adayların çıkabileceği duruma getirip kongre kararı alacağız. Darbe filan yapmış değiliz. Yazılanlar asparagas. Futbolcularla konuştuk. Onlar sadece parasına bakıyor. Yönetim tartışmalarını umursamıyorlar. Şimdi kongre yapsak, süreç uzayacak, belki talip çıkmayacak ödeme alamayacaklar ve fesih işlemlerine girişecekler. O zaman kulüp için daha kötü olacak. Ama biz bu süreçte ödemeleri de yapıp, huzur ortamını sağlayacağız ve kulübü kongreye götüreceğiz” diyorlar.
TARAFTAR “DARBE” DİYOR!
Camianın önde gelenleri ve taraftarlarla konuştuğumuzda ise bambaşka bir görüşle karşılaşıyorsunuz. Yeni başkan Mehmet Kaya’nın geçmişi ile ilgili bazı şeyler yazılıp çiziliyor, “Osman Sungur zorla istifa ettirildi ve kulübe çöktüler” deniyor. Hatta mevcut yönetimin, Osman Sungur’a “darbe” yaptığı söyleniyor. Taraftar kulüp önümde toplanıp protestolar yapıyor, “hainlik” suçlamaları var. Ben Gençlerbirliği taraftarını bunca yıldır hiçbir zaman bu kadar gergin görmemiştim.
Camia kulübün geleceği ile ilgili kaygılı. Bunda da haklılar. Çünkü mevcut yöneticiler bile ekonomik olarak durumun çok kötü olduğunu, acil ödemelerin gerektiğini, özellikle yabancı futbolcuların ödeme alamamaları halinde tek taraflı fesih işlemi gerçekleştireceklerini belirtiyorlar.
Yani yönetici bunu itiraf ederse, elbette taraftarda kaygı duyar.
Üstelik önümüzde çok zorlu bir 4 maçlık seri var. Bu 4 maç puansız bile geçilebilir. O zaman camia daha demoralize olacak.
ŞANS KAÇIRMAMALI
Yazıyı bir tavsiye ile bitirelim. Gençlerbirliği eğer bu sezonu kümede kalarak bitirirse, daha sonraki yıllarda artık daha sağlam adımlarla ilerleyebilir.
Ancak bu sezon mutlak kümede kalmak gerekiyor.
Ve aslında çok önemli de bir şans var ortada.
Kasımpaşa’ya kayyum atandı, Antalyaspor’un durumu kötü görünüyor, camiası karışık, Kayserispor lige kötü girdi toparlanamadı. Kocaelispor ve Karagümrük’ün durumları da malum. Hatta transfer yasağı gelen Eyüpspor’da olmak üzere bu takımlar direkt düşme adayı takımlar.
Kırmızı – siyahlılar bu kadar takımdan 3 tanesini altına alabilir ve kurtarabilir.
Bunu başarıp, kulübün geleceğini kurtarabilirler.
Ama bu dağınıklıkla başaramazlar. Gençlerbirliği büyük bir borç yüküyle küme düşerse dönüşü çok zor olur.
Çok dikkatli adımlar atmak lazım.