Yeni transferlerden Tongya ve Niang ilk kez 11'de Gençlerbirliği forması giyecek. Yapılan onca orta saha transferine rağmen hâlâ ön libero bölgesinde Zuzek görev alacak.
Kadroya ilk bakıldığında şimdiye kadarki oyun anlayışından farklı bir oyun hayal ettirmese de eldeki oyuncu kadrosunu ve oyuncuların hücum bölgesindeki yeteneklerini kullanabilecek bir anlayışla ileride tehlike yaratabilecek bir takım görüntüsü veriyor.
Geride kalan 4 maça kıyasla farklı bir saha dizilişi ile Gençlerbirliği zemine çıktı. 4-2-3-1 diziliminde çok yoğun olmayan bir ön alan kanat baskısı yaptık. Rizespor'un çok da kreatif olmayan kadrosunun oyunu kurmasına izin vermedik ve ilk yarıda bolca duran top fırsatı yakaladık. Fakat maalesef bu fırsatları iyi değerlendiremeyince kısır geçen ilk yarı 0-0 sonuçlandı.
Topu 3. bölgeye taşıdığımızda pas hızımız biraz düşük kaldı. Bu da Rizespor savunmasının kurulu düzende bizi karşılamasına neden oldu. Hücum bölgesindeki pas hızımızı yükseltip araya koşullarla ikinci yarıda daha net gol pozisyonları bulabileceğimizi düşünüyorum.
İkinci yarıda da ilk yarıdaki gibi dengeli oyun devam etti. Gençlerbirliği ikinci alanda topa çok fazla sahip olsa da 3. bölgede gerekli varyasyonları yapmakta ve pozisyon üretmekte zorlandı. Diğer maçlara oranla topa daha fazla sahip olan takım bu maçta Gençlerbirliği'ydi. Fakat bu topa sahip olma yüzdesini 3. bölgede yaratıcılıkla birleştiremeyince kısır bir oyun izledik.
Büyük umutlarla transfer edilen Onyekuru, maça 83. dakikada girip kendisi hakkında İstanbul basınında çıkan transfer sürecindeki soru işaretlerini güçlendirdi. Terliklerini henüz 2 hafta önce çıkarmış olan Onyekuru, hâlâ maç kondisyonu ve performansı olarak yeterli seviyede görünmüyor ki yarım saat bile oyuna atılmakta zorlanıyor.
Maçın genelinde iyi bir savunma performansı gösteren ve dirençli bir oyun sahaya yansıtan Gençlerbirliği maalesef şanssız bir golle geriye düştü. Gole hızlı bir reaksiyon gösterip hava topunda kazanılan penaltıyı, henüz ligde şut çekmeyen takımın 'süperstarı' Onyekuru kaçırdı ve Çaykur Rizespor'a can suyu oldu.
İki takımın da vasatı aşamadığı ve birer puanın iki takım için de kabul gördüğü bu maçtan Gençlerbirliği ligde oynadığı 5. maçı da mağlubiyetle bitirip henüz puanla tanışamayan tek takım olarak kaldı.
Tekrar tekrar aynı şeyleri söyleyip süreçleri anlatmak beni ne kadar yıprattıysa eminim tüm taraftarlarımızı ve bunu dert eden herkesi en az benim kadar yıpratmıştır.
Transfer döneminin son haftasında bu kulübün içinde neler yaşandıysa, tüm şeffaflığı ile çıkıp bu kulübün taraftarlarına açıklama yapılması artık bir zorunluluktur.
Ali Ekber Düzgün'ün görevden alınmasını kim istedi? Sezon başında '8 transfer yeter' derken 18 transfer yapılması nasıl bir planlama? Takıma gelen transferlerin kaç tanesini Hoca ve ekibi istedi? Osman Sungur'un sezon başında televizyon programına verdiği röportajda '9 kişilik bir ekibimiz var ve biz bu ekiple beraber transferlerimizi yürütüyoruz. Ben de bu ekibin içindeyim' dediği ekip, isim isim kimlerdir?
Gençlerbirliği'nin ve Gençlerbirliği tarihinin bu sezonun sonunda kötü bir sonuçla karşı karşıya kalındığında bunun hesabını bu ekip verecek mi?
Artık yıpranmak değil haykırmak zamanı. Bu takıma gönül veren bizlerin sesinin daha yüksek çıkacağı zamanlardayız.
Hâlâ bir şey kaybetmedik, hâlâ bazı şeyler için aksiyon almamız gerekiyor ama bunun için cesaretli insanlara ihtiyacımız var.
HAYDİ GENÇLER!