Gençlerbirliği'nde sorun Erhan'ın ötesinde: Sadece savunma yetmiyor

"ERHAN ERHAN ERHAN!!" Maçın özeti ve tek tesellisi bu çığlık gibi.

Henüz üç gün önce kendi evinde Beşiktaş'a 4-0 mağlup olup, savunmada büyük açıklar veren ve oyun kurmakta zorlanan Kayserispor karşısına 11'de yalnızca tek bir değişiklikle başlamak dikkat çekiciydi. Yedek kulübemizde Metehan, Csoboth, Onyekuru gibi hızlı kanat oyuncuları varken, asıl mevkileri kanat olmayan Göktan ve Tongya'nın tercihi, teknik ekibin niyetini net bir şekilde gösteriyordu: "Topun arkasına geçip rakibi karşılama" oyunu.

İlk Yarı: Beklenen Senaryo ve Ekstra Gol

Maç başladığında da beklenen oldu; rakibini geride karşılayan, hayalet ön baskı yapan bir Gençlerbirliği sahadaydı. Oyunu tamamen ikinci bölgede kabul eden ve orta sahanın ilerisine geçmekte zorlanan takım, kale vuruşlarını ve uzaklaştırılan hava toplarını Niang'la buluşturma çabasındaydı. Oğulcan'ın ekstra golü skor tabelasını lehimize çevirse de, oynanan futbol; "Acaba ne zaman gol yiyeceğiz?" endişesi içinde geçti.

Sahaya sadece savunma yapmak ve hızlı hücumlarla pozisyon bulma planıyla çıkan Gençlerbirliği, ne başarılı pas, ne başarılı orta ne de kazanılan ikili mücadeleler noktasında çok vasat bir görüntü çizdi. İşin düşündürücü yanı ise planımızın savunma yapmak olduğu bir günde dahi savunmayı çok kötü yapmamızdı. Kayserispor'un kaçırdığı çok net pozisyonlar ve Erhan'ın kritik kurtarışları bu durumu açıkça ortaya koydu.

Ligin 8. haftasındayız ve Kayserispor'un geriden çıkmakta ne kadar zorlandığı bariz. Henüz üç gün önceki maçı bile baz alırsak, savunmayı bu kadar geride kurmanın doğruluğu tartışmaya açık. Evet, o maçta Kayserispor eksikti ancak bugün sahada olan oyuncuların takıma ekstra bir seviye atlattığını söylemek şahsen zor.

Kaos Futbolu ve Kırmızı Kartlar

İkinci yarıya Koita hamlesiyle başladık ancak oyuna gireli henüz beş dakika olmuşken Koita, zamanlama hatasıyla takımını 10 kişi bıraktı. Devam eden süreçte tam bir kaos futbolu yaşandı. Zaten tek kale oynanan müsabaka, Erhan ve Kayserispor'un hücumcuları arasında yoğun bir düelloya dönüştü. 70. dakikaya kadar kalesinde devleşen Erhan, Gençlerbirliği'ni sırtlamaya ve maçta tutmaya devam ederken, bu dakikada bir konsantrasyon kopukluğu anında Tongya'nın rakibine attığı tokat, bizi sahada dokuz kişi bıraktı.

Son Dakika Hüsranı ve Erhan Gerçeği

90. dakikaya kadar topu inanılmaz iyi karşılayan ve müthiş bir takım savunması örneği gösteren Gençlerbirliği, maalesef uzatma dakikalarında yıkıldı. Sezon başından beri performansı vasatın altında kalan ve alternatifi bulunamayan Pedro Pereira'nın alan/adam savunmasını yapamaması sonucu, Erhan'ın devasa performansına rağmen golü kalemizde gördük. Maç bu golle 1-1 berabere biterken Gençlerbirliği puanını dörde yükseltti.

Bu deplasmandan alınabilecek üç puan, oyun olarak olmasa da, puan tablosu olarak Gençlerbirliği'ni ciddi anlamda rahatlatacaktı. Yapılan basit hatalar, konsantrasyon eksiklikleri ve Erhan'ın mucizevi performansıyla noktalanan bu maç, beraberinde büyük soruları da getirdi.

Maçın ikinci yarısındaki oyunu yorumlamak, 9 kişi kalan bir takım için gerçekçi olmaz; Hüseyin Hocayı bu noktada eleştirmek haksızlık olur. Eleştiri, 11'e 11 oynanan ilk 50 dakika üzerinden yapılmalıdır. Zira 70. dakikadan sonra sahada, ceza sahasına çekilmekten başka çaresi kalmayan bir Gençlerbirliği vardı.

Alınan 4 puanın tamamını Erhan'a yazsak, herhalde kimse itiraz etmez.

Peki, Erhan bizi nereye kadar taşıyacak? Bu takım ne zaman özel oyuncu performanslarını bize izlettirecek ? Bu soruların cevabını bize kim verecek...?