Gençlerbirliği maça öyle bir rüzgarla başladı ki; sanki ringde rakibini köşeye sıkıştırmış ve art arda yumruklar savuran bir boksör edasıyla Trabzonspor’u adeta "abondane" etti. Sezon başından beri savunduğum "bu kadro kötü değil" düşüncesinin haklılığı, bugün sahada çok net bir şekilde kanıtlandı.
Verim veremeyen oyuncuların devreye girmesi ve en önemlisi kulübün öz evlatlarının dümene geçmesiyle; bu sezon ilk defa yönetim, taraftar, futbolcular ve teknik heyet tam anlamıyla " tek yumruk " oldu. Sahadaki hemen her oyuncu kusursuza yakın oynayarak hem kendileri keyif aldı hem de bizlere unutulmaz bir galibiyet hediye etti.
Skor Aldatmasın...
Kendi evimizde Trabzonspor’u 4-3 mağlup ettik ancak skorun yakınlığı kimseyi yanıltmasın; çok rahat 5, 6 hatta 7 golü bulabileceğimiz net pozisyonlara girdik. Metin Hoca’nın, kupa maçının ardından çıktığı bu ilk lig mücadelesinde sahada adeta bir tecrübe dersi verdiğini rahatlıkla söyleyebilirim. Mücadelenin her anında skora boyun eğmeyen, her topa reaksiyon gösteren ve sonuçtan bağımsız sahada isyan eden bir Gençlerbirliği vardı.
Emeği Geçenlere Teşekkürler
Burada Ali Ekber Düzgün’e ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Sezon başında yaptığı her transferin arkasında durdu ve göreve geldiğinden beri bu inadının meyvelerini toplamaya başladı. İlk 17 haftalık süreçte psikolojik olarak yıpranan oyuncuların arkasında durarak onlardan verim alınabileceğini hem demeçlerinde hem de özel görüşmelerimizde defalarca vurgulamıştı.
Görünen o ki; Gençlerbirliği, "Gençlerbirliklilerle" çok daha güçlü.
Teşekkürler Haydar Arda Çakmak
Teşekkürler Metin Diyadin
Teşekkürler Ali Ekber Düzgün
Ve Teşekkürler Büyük Gençlerbirliği Taraftarı!