Şuradan başlamak istiyorum. Geçen hafta Manisa FK maçından sonra Mesut Bakkal'ın açıklamalarını eminim dehşetle takip ettiniz. Açıklamalar öyle yenilir yutulur açıklamalar değildi. Mesut Bakkal, oyuncularını suçlayarak, telaşla ve panikle görevi bırakacağını söyleyerek kenara çekildi.
Ankaragücü'nde olmayan yönetim, Bakkal'a yüklü bir miktarda para da vererek yolları ayırdı.
Yerine bir kaç adayın ismi geçti. Tolunay Kafkas ve Recep Karatepe düşünülmüştü.
Ama Mustafa Kaplan'da karar verildi ve göreve getirildi.
Lafı sözü eveleyip gevelemenin anlamı yok.
Mustafa Kaplan'ı neden getirdiler. Elbette şuna inandılar. "Artık bu takım düştü, kim gelse kurtaramaz. Bırakın Mustafa Kaplan debelensin dursun!" diye düşündüler.
Daha önce Mustafa Kaplan'ı getirmemelerinin tek nedeni "Mustafa Kaplan gelir, bu takımı kurtarır, kraldı bundan sonra imparator olur." diye korktular.
O yüzden geçmişte takımı vermediler, şimdi ise düşeceğine inandıkları için verdiler.
Peki verdiler de ne oldu?
Sahada gördünüz işte; Mesut Bakkal ne dedi, Mustafa Kaplan ne yaptı?
Mesut Bakkal oyuncuları suçladı ve gitti.
Mustafa Kaplan ise, geçen cumartesiden bu yana takımı resmen markaja aldı. Bütün oyuncularla bire bir oturdu konuştu. Ankaragücü'nün büyüklüğünü anlattı. Bu armanın yere düşmemesi gerektiğini aşıladı. Moral verdi, motive etti. Takıma bugüne kadar faydası olmayan, kadroda istemediği oyuncularla çalışmak istemediğini söyledi.
Ve maç önü takıma yaptığı konuşması, yaşanacakların habercisiydi.
Ankaragücü takımı sahaya çıktı. Elbette çok iyi bir futbol oynamadı, organize değildi. Ama savaştı, ortaya bir karakter koydu. Bu ligde kazanmak için mücadele etmek gerektiğini anladı. Kora kor mücadele ettiler ve sonuçta kazandılar.
Evet bu galibiyet kesinlikle Mustafa Kaplan'ın eseridir.
Şimdi onu daha önce getirmeyenler vicdanınız rahat mı?
HER ŞEY DAHA BİTMEDİ!
Peki bu galibiyetle her şey bitti mi? Asla.
Bu enkazı temizlemek öyle kolay değil. Öyle bir enkaz bırakmışlar ki geride, kalan 2 maçı da kazanmadan kurtuluş yok.
Ancak dünkü mücadele bize ışık verdi, umut verdi.
Kalan 2 maçta, 2 galibiyet alınabileceğine inanmaya başladık.
Çorum FK maçındaki mücadeleden dolayı tüm futbolcuları yürekten kutluyorum.
Çorum FK maçına gelerek destek veren tüm taraftarları yürekten kutluyorum. Maç öncesi bir Tweet atıp taraftarı maça davet etmiştim. Burada bir hikaye yazılacaksa, onu yine sizler yazacaksınız demiştim. Evet dün yazdılar. 90 dakika destek verdiler. Ama daha 2 kritik maç daha var. Mücadeleye devam diyorum.
GÖRKEM VE MİRAÇ
Dünkü maçın kuşkusuz ön plana çıkan 2 oyuncusu Görkem Cihan ve Miraç Şimşek'ti. Birisi kalesinde devleşti. Penaltıyı kurtararak, Ankaragücü'nün kaderini çevirdi. Diğeri golün asistini yaparak maçın dönmesini sağladı. Görkem'in babası eski futbolcu Veysel Cihan ve annesi tribündeydi. Maç öncesi Veysel Hoca'yla selamlaştık. Çok mutlu görünüyorlardı.
Mustafa Hoca maç sonu, Ertaç'la değil, Görkem Cihan'la devam edebileceklerini söyledi. Ankaragücü çok önemli bir kaleciyi daha Türk futboluna sunmaya hazırlanıyor. Hem ben,i hem de tüm camia sürekli bu gençlere şans verilmesi gerektiğini her zaman belirttik. Birisinin bu gençlere şans vermesi gerekiyordu. O isim Mustafa Kaplan oldu. Keza Miraç Şimşek. Açın bakın Alanyaspor kupa maçında Miraç nasıl oynadı.
Bu çocuklara nasıl şans vermediler. Giden gelen bütün hocalara inanmıyorum gerçekten.
Ankaragücü ligde son galibiyetini 6 Mart tarihinde Yeni Malatyaspor'dan almıştı. Ankaragücü, bu kadar kritik bir dönemde 1,5 ay sonra 3 puanı hanesine yazdırdı.
Ankaragücü teknik direktörü Mustafa Kaplan'ın lakabı "Kral" dır.
Ankaragücü, Çorum FK gibi dişli bir takıma karşı, çok kral bir galibiyet elde etti.
Bu galibiyette herkesin payı var. Bu takım bu sezon düşmeyecekse, bu maç sayesinde düşmeyecektir.
Kutluyorum...