Miraç Şimşek olayı ve bir dost tavsiyesi !

MKE Ankaragücü Kulübü Başkanı Gazi Ercüment Tekin, geçtiğimiz günlerde, Ankaragücü'nü takip eden medya mensuplarıyla bir araya geldi.

Başkan Gazi Ercüment Tekin, toplantıda, önce bir durum değerlendirmesi yaptıktan sonra, medya mensuplarından gelen sorulara cevap verdi.

Son derece açık, şeffaf ve her sorunun sorulduğu bir toplantı oldu.

Geçmişte yapılmayan, son derece verimli bir toplantıydı.

BEKLENTİM FARKLIYDI

Ancak ben bu ilk toplantıya farklı bir beklenti içinde gitmiştim. Çok önemli ve gelir getirici bir proje yada kaynak açıklanır veya geçmiş yönetimden şunu bulduk ve açıklıyoruz, denilebileceği bir toplantı olur beklentim vardı.

Ancak Başkan Tekin, kendi mizacıyla da bağlantılı olarak, yumuşak bir geçiş yaptı. Genel bir bilgilendirme yapıldı. Tabii bende bu bilgileri aynen alıp, okurlarımıza duyurdum.

Toplantının can alıcı bilgisi genç oyuncu Miraç Şimşek ile ilgili olan bölümdü. Başkan Tekin üzerine basarak, bu konuda bir şeyler anlatacağını söyleyerek, aslında olayın boyutunun ne denli büyük olduğunun sinyalini vermişti.

Tabii öncesinde ben şunu söylemek istiyorum. Ben Miraç Şimşek olayında, bilgi sahibiydim. Ama o kadar detay bilmiyorudum. Başkan seviyesinde, bu işin anlatılması iyi oldu.

Süreci hepiniz biliyorsunuz. Geçen sezon başından bu yana ismi çok duyulan ve zaman zaman da alt yaş Milli takımlara davet edilen Miraç Şimşek, Mustafa Kaplan'ın gelişiyle bir anda güneş gibi parlamış ve camianın gözdesi haline gelmişti. Milli takımdan da davet almıştı.

Ama geçmiş yönetim her konuda olduğu gibi bu konuda da maalesef ihmalkar davranmış, oyuncuya bir türlü profesyonel sözleşme imzalatmamıştı. Bu durumu ben, daha önce bir kaç yazımda dile getirmiş ve uyarımı yapmıştım.

BAŞKAN TEKİN KIZGINDI!

Ankaragücü Başkanı Gazi Ercüment Tekin, Miraç olayını anlatırken oldukça kızgın bir ifadeyle anlattı. Belli ki oyuncuyu kaybetmek istemiyordu. Başkanı bu kadar iştahlı görünce, bende haberimin başlığını Miraç üzerinden yaptım.

Haberi yayınladıktan kısa bir süre sonra Keçiörengücü Başkanı Sedat Tahiroğlu aradı. Haberi okuduğunu ve olayı bir de kendisinden dinlememi istedi. O anlattı ve bende, görevim gereği haberleştirdim. 2 tarafı da dinlemiştim. Açık konuşacağım. Miraç Şimşek'in bu konudaki düşüncesini bildiğim için görüşme gereği hissetmedim. Çünkü daha önce aldığım net bilgi Miraç Şimşek'in kesinlikle Ankaragücü'nde oynamak istemediği şeklindeydi. Başkan Tahiroğlu’da bunu net ifadelerle söyledi.

Zaten 1 gün sonra da Miraç Şimşek'in açıklamaları Keçiörengücü başkanı Sedat Tahiroğlu'nun açıklamalarının ne denli doğru olduğunu gösterdi. Zaten bütün kamuoyu da Başkan Tahiroğlu'na hak verdi. Kısaca ne demişti Başkan Tahiroğlu; "Miraç Ankaragücü'nü istemiyor. Eğer Ankaragücü oyuncuyu razı ederse, hemen sözleşmeyi yırtıp atacağım. Ama Ankaragücü razı etmeden yırtıp atarsam, Miraç 2 takıma da kalmaz, Milli oyuncu boşta kalmaz, mutlaka başka takıma gider" demişti (Hatta sinsice bekleyen bir takımın ismini de verdi). Dediği gibi Miraç Şimşek Ankaragücü'nü istemediğini resmen açıkladı ve kulübe veda etti.

Açık konuşalım Miraç Şimşek'in vedasına üzüldüm. Çünkü kaliteli kumaştı. Hem hücumda, hem de savunmada faydalıydı. Ancak Miraç Şimşek konusunda da, her konuda olduğu gibi eski yönetimin ağır kusuru olduğu net. Oyuncu günlerce oyalanmış, ailesi ve kendisi imza beklemiş. Oyuncuyu en sonunda alt yapıya paketlemişler. Buna içerleyen aile de, yeni yönetim gelmeden kararını vermiş.

MİRAÇ ŞİMŞEK'İN TAVRI HOŞ DEĞİL

Gelelim konuyla ilgili yorumuma. Bu işte şartlar ne olursa olsun, son söz Miraç Şimşek'teydi.

Geçin imzalanan protokolü, menajer baskısını, Miraç daha çocuk, onu yönlendiriyorlar…

Hepsi hikaye!

Eğer ki Miraç Şimşek; "Beni Ankaragücü futbola kazandırdı. Ben vefamı gösterip, bu zor sezonda takıma katkı vereceğim" deseydi kimse Miraç'ı Ankaragücü'nden koparamazdı.

Ama istemedi. O nedenle çok sevdiğim Miraç Şimşek'e kırgınım.

Artık yapacak bir şey yok. Yeni isimlere odaklanacağız.

Tabii bu olayda bile yeni yönetimi suçlayanlar olmuş. Onların amaçlarını biliyoruz. Yani bazı hesaplar ve algıcılar her zaman olduğu gibi güzel çalışıyor.

Sosyal medyada yazıyorlar: Paranız yok neden geldiniz?

Valla suçlusunuz Gazi Ercüment Tekin ve arkadaşları.

4 adaylı kongre yapıldı. 4 tane ultra zengin iş adamı, ekipleriyle kongreye geldiler ve Ankaragücü Başkanlığı için aday oldular. Şampiyonlar Ligi hedefi koydular. Ama sizler; yaptığınız yüzlerce naylon delegenin oyuyla, kulübü teslim etmediniz!

Suçlusunuz!

Tabii bu işin şaka kısmı. Gazi Ercüment Tekin ve ekibi kulübü zorla almadı. Aday çıkmadı, kulüp kayyuma kalıyordu. Onlar taşın altına ellerini soktular. Yaklaşık 1 aydır da ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar.

Ancak, kulüp yöneticiliğinin vizyon kısmı kesinlikle A takımıdır. Bakın Fenerbahçe eski Başkanı Aziz Yıldırım kadar, kulübüne faydalı ve vizyonlu adam çok azdır. Aziz Yıldırım'ın kulübüne kazandırdığı tesisleri Google'dan açın ve inceleyin.

Ama ne oldu? Kongrede hezimete uğrayarak, kulübü Ali Koç'a teslim etti. Çünkü, kulübe muhteşem tesisler kazandırmasına rağmen, futbol takımında son dönemlerinde başarıyı yakalayamamıştı.

Buradan Ankaragücü yönetimine bir dost mesajı göndereyim: Bakın harika işler yapıyorsunuz. Ama henüz A takımındaki oyunculara imzalar attırılamadı. Her gün bir çok oyuncunun ismi, başka takımlarla anılıyor. Bu sizi sosyal medyada yıpratıyor.

A takımın kadrosu muhafaza edilmezse, camiadan çok eleştiri alırsınız. Bu eleştiriler sizi üzer.

Tamam giden gitti. Ama ne yapın, ne edin kalanları elde tutun.

Çünkü transfer yasağı kaldırılabilecek boyuttan çok uzak.

Tamam genç oyunculara güvenin.

Ama genç oyuncularla, tecrübelileri harmanlamazsanız, takım bu ligde bile sorun yaşar.

O nedenle; tecrübeliler içinde kalanları ikna edin ve takımda tutmaya çalışın.

Bakın bu ışığı yakar, peş peşe imzaları attırırsanız, satışa çıkan kombinelerde patlama olabilir.

Kırmızı çizginiz bu olsun...