Gençlerbirliği, Trendyol Süper Lig'de 2025-26 sezonunun ilk haftasında deplasmanda Samsunspor ile karşılaştı.
Süper Lig'e 4 yıl sonra dönen Gençlerbirliği, Başkent’e iyi bir sonuçla dönmek istiyordu.
Ancak ilk hafta belki de ligin en hazır 2-3 takımından birisi olan Samsunspor rakip olunca sonuç hüsran oldu.
İlk önce bir Alman güzellemesi yapalım. Samsunspor’u 3 sezondur Almanlar çalıştırıyor. Ben Ankaragücü’nün başına Alman ekolünden Kenan Koçak gelince, “Alman ekolü geldi” diye övgüler düzmüştüm. Futboldan zerre anlamayan futbol cahilleri, isim veremeden, gevşek gevşek bana eleştiriler yapmıştı. Sonra o Kenan Koçak geldi takıma yüklemeler yaptı ve güç olarak hazır hale getirdi. Ama beklemediler gönderdiler. Elbette hataları vardı ama fizik ve tempo olarak iyi takım olmuştu Ankaragücü. Takımın başına gelen futbol kasapları, hocayı gönderdi, sonra da takım tepetaklak oldu.
Samsunspor, tam bir Alman takımı disiplini, sistemi içinde. Hayır! Göze hoş gelen futbol oynamıyorlar. Ama basıyorlar, ısırıyorlar, topun olduğu yerde 3 kişiler, pres yapıyorlar, alan bırakmıyorlar ve rakibine nefes aldırmıyorlar. Adeta amiyane tabirle topu yiyorlar.
İşte Alman ekolü bunu yapar ve yapmış.
Gençlerbirliği’nin, Avrupa’ya gidecek böylesine sağlam bir takımla ilk maçta oynaması talihsizlikti.
Zaten perşembenin gelişi çarşambadan belliydi.
Takımda eksikler net belliydi. Savunma neyse de, hücum hattında büyük sıkıntılar vardı.
Takımı sahada yönlendirebilecek, merkez orta sahada bir beyin yoktu.
Üstelik mevcut kadrodakilerden de star oyuncu katagorisine koyabileceğimiz Onyekuru ve ligin tecrübelisi Oğulcan Ülgün yoktu.
Bu sıkıntılar takıma her türlü yansıdı.
Gençlerbirliği bir türlü maça hakim olamadı.
Maçın genelinde kontrol rakipteydi.
Pozisyona girmekten öte, topu rakip ceza sahasına sokmakta zorluk çekildi.
Sadece mücadele ile ayakta kalmaya çalışan bir Gençlerbirliği vardı.
Rakibin fizik üstünlüğü daha baskın çıkınca, bunda da zorlanıldı.
Ancak her şeye rağmen yenen 2 golden birisinin penaltıdan, diğerinin de Gökhan’ın kaleci talihsizliğinden yenildiğini unutmamak lazım.
Buna rağmen umutsuz olmanın da anlamı yok.
Kadro henüz yetersiz ama ben Hüseyin Eroğlu’na güveniyorum.
Kısa zamanda mevcut kadro ve yeni transferlerle daha iyi bir Gençlerbirliği mutlaka izleyeceğiz.
Aldığım bilgiye göre 2 santrfor yolda. Bu hafta mutlaka imzalar atılacak.
Transfer bitene kadar toplam 4 veya 5 transfer yapılacak. Bu transferlerle takımın rayına oturacağını düşünüyorum.
Biraz bekleyip sabretmek lazım.
Kısaca yukarı da dediğim gibi tam bir erken uyarı maçıydı.
Eksikler görüldü.
Artık önlem vakti.
Yapılması gereken, Süper Ligde’ki tek Başkent temsilcisine, gidip tribünde destek vermek.
Gerisi zamanla gelecektir.
Yenilgiden daha çok Etobo’nun sakatlığı daha üzücü oldu.
En sevindirici gelişme ise Furkan Ayaz Özcan’ın daha 16 yaşında sahaya çıkmasıydı. Yolun açık olsun Furkan! Sende daha çok söz edeceğiz.