Aslında maçtan önce camiada bir kenetlenme olmuştu. Gruplar ve münferit taraftarların herkesi maça davetini sosyal medyada gördük. Taraftar uzun süre sonra iştahlı bir şekilde, bir maça hazırlanmıştı.
Bu gazla stadyuma da iyi taraftar gelmişti.
Ancak genel anlamda taraftarın, ortak bir görüşü vardı. “Eğer Ankaragücü bir maçı hedef maçı yaptıysa, o maçı mutlaka kaybeder" şeklinde yorumlar yapılıyordu. Yanılmadılar!
Maalesef Ankaragücü bir düğüm maçını daha kaybederek, camiayı yanıltmadı ve hem taraftarını, hem de bizi kahretti!
Artık net olarak anladım ki, şöyle oturup, keyifli bir maç izlemek bize nasip olmayacak. Kemal Özdeş’in heyecanına bayılıyorum. Maç sonu çok enerjik ve hoş konuşmalar da yapıyor.
Ama işte futbolda herkes sonuca bakıyor. Sonuç alamadığın her maç hocaya eksi yazar.
HAKAN KUTLU ANKARAGÜCÜ'NÜ TANIYORDU
Hakan Kutlu, Ankaragücü’nü bizim kadar tanıyan bir isim. Doğal olarak takımını ona göre oynattı. Ankaragücü’nün baskı gördüğünde rahat gol yiyebileceğini iyi biliyordu.
Daha da ötesi Ankaragücü’nün havadan rahat gol yiyebileceğini de iyi biliyordu. O nedenle maçın başlamasıyla birlikte, beklenmedik bir şekilde, deplasmanda oynamasına rağmen sürekli baskı yaptı, sürekli yan top aradı ve istediğini aldı.
Ankaragücü’nün ilk yarı Dorin ve Dadashov ile, ikinci yarı da Saponara ile çok çok net 3 pozisyonu var. Bu pozisyonları, bu oyuncular gol yapamadı.
Kazanmak istiyorsan bunları yazacaksın.
Yazamıyorsan işte böyle yenilirsin…
İKİNCİ YARI İBRE ANKARAGÜCÜ'NE DÖNMÜŞTÜ
İlk yarı Erzurumspor FK'nın istediği gibi bitti.
Ancak ikinci yarıda şartlar değişmişti.
Bu kez Ankaragücü baskılı başladı ve gol o kadar güzel bir dakikada geldi ki, ibre Ankaragücü'ne dönmüştü.
Ama nedense bir türlü maçı koparacak aksiyonlar gelmedi.
Ankaragücü takımı o golün de etkisiyle, gaza basacak, taraftarı da arkasına alarak ikiyi bulacak diye düşünmüştüm. Ama 1-1’den sonra takım, yine oyunu rölantiye aldı. Baskı yapıp, ikinci golü bulmak varken, tempoyu düşürdüler ve rakibe davetiye gönderdiler.
Bu bölüm orta saha mücadelesi şeklinde geçti. Ankaragücü’nün cılız atakları vardı.
Bu arada Erzurumspor’un ilginç golü geldi. Yine bir savunma hatası izledik. Havuza düşen topu usta santrfor Eren Tozlu affetmedi. Ankaragüçlü oyuncuların yapamadığını, Eren Tozlu yaptı.
SON BÖLÜMDEKİ BASKI YETERSİZ KALDI
Ankaragücü son 10 dakika saldırdı. İşte gerçek baskı buydu. Sağlı ve sollu sağlam bindirdi sarı – lacivertliler. Ama gol bulamadı. Çünkü sağlam ortacısı ve golcüsü yoktu. İsmail'in, Varga'nın Dorin'in tüm ortaları, adrese değil rakibe gitti.
Aslında havadan bu kadar iyi bir rakibe karşı, sürekli orta denemenin de boş bir çaba olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Sonuçta taktik savaşını Hakan Kutlu kazandı ve maç elden kaçtı.
Ankaragücü'nde bundan sonra ne olacak asla kestiremiyorum.
4 transfer yapıldı. 3 tane daha yapılacak. 1 yabancı stoper, 2 tane de hücumcu daha alınacak. Bunların da birisi yabancı olacak. Yani 2 yabancı transfer edildi, 2 yabancı daha transfer edilecek. Kadrodan da 4 yabancı gönderilecek. Piyango kime çıkacak bakıp göreceğiz. Bajiç, Dadashov, Varga gibi sonuca etki etmesi gereken oyuncuların katkı verememesi, bu oyuncuların takımdaki geleceğini etkileyecek.
Yenilerden Dalcio Gomes gerekli süreyi buldu. Kumaşı iyi, ayakları temiz. Takıma oturdu mu faydalı olur. Michal Rakoczy'den beklediğimi bulamadım. Ama fikir yürütmek için çok erken. Halil İbrahim bildiğimiz oyuncu zaten.
Son sözüm taraftara olsun. Gerçekten üzülüyorum. Hatta kahroluyorum. Yıllar geçti gün yüzü görmedi bu camia. Hep bir kaos ve başarırsızlık var. Bu maçta yine gördünüz. Çoluk, çocuk, kadın, genç, ihtiyar stadı doldurdular. Ama evlerine yine başları eğik gittiler.
Bu camianın kaderi ne zaman değişecek?