Faruk Koca’nın açıkladığı rakamlar, başarısızlığın ve iflasın belgesidir

Ankaragücü’nde şu an resmi olarak hiçbir görevi olmayan, ancak kulübün anahtarı cebinde olan Faruk Koca, geçtiğimiz cumartesi günü yaptığı açıklama ile kulübün borcunu kamuoyuna duyurdu(!)

Bu yazıyı okuyan Ankaragücü gönüldaşlarını rakam karmaşasına sokmamak için detay yazmayacağım. Zaten rakamları okudunuz.

Faruk Koca’nın açıkladığı rakamların, hiçbir tutar dalının olmadığını kendisinin de bildiğini biliyorum.
Çünkü her konuştuğunda, her açıklama yaptığında, her sohbetinde birbirinden ayrı, birbirinden çelişkili, birbirinden kopuk bir sürü rakam ortaya atıyor.

Böylece rakam kargaşası yaşatıyor ve başarıyor.

Bu kadar farklı rakamlar ortaya atıldığına göre; belli ki kulübün defterleri bakkal defteri gibi!

Daha 2 ay önce, o kadar gazetecinin önünde 550 milyon benim, 550 milyon İsmail Mert Fırat’ın alacağı var, 500 civarı da sigorta, vergi ve futbolcu alacağı var diyen kendisiydi.

Şimdi rakamlar farklı, şimdi rakamlar uçmuş..

Artı başkan adayına 500 milyon şartı koymuş, artı lütfetmiş kulüp Süper Lige çıkana kadar alacaklarını istemeyecekmiş.

Arkadaşlar çok üzgünüm!

Ama kısaca şunu yazayım; 115 yıllık şanlı Ankaragücü bitirilmiştir. Bu saatten sonra, kulübün toparlanması çok zordur.

Son açıklanan rakamlar, başarısızlığın ve iflasın belgesidir.

Bu rakamların altına girebilecek, devlet destekli olmayan bir babayiğit bulmak çok zordur.

Ayrıca takımı sanki Avrupa’ya götürmüşler, kupa kazandırmışlar, şampiyon yapmışlar da, bu kadar borç yapmışlar gibi, rahat rahat bu rakamları açıklamak neyin nesidir.

ESKİ SÜREÇLE, BU SÜREÇ ÇOK FARKLI

Sevgili Ankaragüçlüler, yaş olarak uygun olanlar bilir. Ankaragücü 2009 yılında başlayan süreçte, yine böyle bir yola girmiş ve sonrada düzlüğe çıkmıştı. O zaman da büyük borç yükü vardı. Ama umudumuz, heyecanımız ve ayağa kalkma gücümüz vardı.

Özgüvenimiz tamdı.

Şartlar ne olursa olsun, “Amatöre kadar düşer” diyenlere inat, “Biz bu takımı, er geç ayağa kaldırırız” diye yola çıkmıştık. Camia tüm güçlüklere rağmen takımın yanında olmuştu. O süreçte Metin Akyüz ve Atilla Süslü’nün ışığı yakmasıyla, Mehmet Yiğiner’in liderliğinde, Ankara esnafı ve vefakar Ankaragücü taraftarı “Gazi” kulübü ayağa kaldırdı.

Ancak bugün gelinen nokta çok farklı. Geçmişle alakası yok. Öncelikle kulübü bırakmayan, bırakmak istemeyen ve camiayı asla benimsemeyen, aidiyeti olmayan bir yapı var şu anda Ankaragücü’nde.
Oysa bu camia, en zor döneminde Faruk Koca’ya sahip çıkmıştı.

Şahsen ben; o yumruk sürecinde yaptığım haberlerle, köşe yazılarıyla, canlı yayınlarla Faruk Koca’ya büyük destek vermiştim.

Bütün bu yaptıklarımdan ve sosyal medya paylaşımlarımdan dolayı, defalarca İstanbul kaşarlarının hedefi de olmuştum.

Ama umurumda bile değildi, bir davaya kendimi adamıştım. İnandığım bir doğru vardı.

“Faruk Koca, bu sıkıntıyı Ankaragücü için yaşıyor!” diye düşünüyor ve ona sahip çıkıyordum.

Herkeste benim gibi düşünmüştü.

Ama Faruk Koca, geçmişi çok çabuk unuttu.

Daha da ötesi, yanlış adamlarla çalıştı ve kulübü ağır borç yüküne soktu.

Hem bu borç yükünden kurtulmak, hem de bu yapıyı aşmak çok zor.

Aşmanın tek yolu, tıpkı geldikleri gün gibi, siyaseten bir emir gelmesi ve kulübü terk etmeleri.
Ama öyle bir işaret de göremiyorum ben.

Şu an gerçek çok acı!

Ankaragücü’ndeki yapı, koskoca kulübü esir almış, borca sokmuş, pranga vurmuş.

Bu yükün altına girebilecek birini bulmak çok zor.

Bu borcun yanında, transfer yasakları, daha ötesinde iş puan silmelere kadar gidebilir.

Maalesef hem idari, hem mali, hem de imaj olarak yerlerde sürünüyoruz…

Çok üzgünüm!