Murat Şamil Şen ve Osman Sungur

Gençlerbirliği başkanlığına adaylığını bir kez daha açıklayan, Murat Şamil Şen'i, son 1,5 yıldır çok dikkatli takip ediyorum. Kartlarını açık oynuyor, vaatleri modern ve çağdaş kulüplerdeki gibi.

Medyayla ilişkileri iyi tutuyor, iletişimi gayet iyi, elit mekanlarda basın toplantısı düzenliyor, çıtayı yüksek tutuyor, projelerini anlatıyor ve camiaya şeffaf bir şekilde kendini ifade ediyor. Seçilirse de şeffaf olacağını üzerine basa basa belirtiyor.

Taraftarla da bir bağ kurmuş durumda. Maçları genelde taraftarın içinde, yani tribünlerde izliyor. Gerektiğinde otobüs desteği veriyor.
Bu süreçte hatırladığım kadarıyla 4-5 toplantısına katıldım. Her seferinde el yükselterek, ekibini daha sağlamlaştırarak, daha içi dolu vaatler vererek yürüyor.

Son olarak geçtiğimiz salı günü Divan Otel'de Ankara'daki sınırlı medya mensubuyla bir toplantı yaptı ve yaklaşan kongre öncesi, bir kez daha camiaya seslendi.
Çarpıcı vaatleri vardı. Hem açıklamaları, hem de 10 maddeilk vaat listesi takdir edilecek cinstendi.

ÇARPICI SÖYLEMLERİ

Tabii en çarpıcı ifadeleri, son dönemde yaklaşık 400 kişinin kulübe üye yapıldığına dair olan söylemiydi. Soru cevap kısmında kendisine bunun teyitli bir bilgi olup olmadığını sordum. Teyitli olduğunu söyledi.
Bana göre en önemli açıklamalarından birisi de, kulüp aidiyetini ortaya çıkaran açıklamalardı. Avni Okumuş, Serkan Balcı, Tarık Daşgün ve Uğur Boral'dan kurulu bir ekip kurmuş. Bu ekibin Gençlerbirliği'nin "Futbol aklı" olacağını söyledi. Bu 4 futbol adamı da Gençlerbirliği ile futbol piyasasına sürülmüş, star denebilecek isimler. Bu hamlesi gerçekten çok önemli.

Başkan olursa, takım şampiyon olsa bile Hüseyin Eroğlu ile yollarını ayıracağını, camianın içinden çıkan, kabul görecek, ismini vermediği bir teknik direktörle yola devam edeceğini söyledi. Futbol aklı yukarıdaki dörtlü olan bir başkan adayının, teknik direktör tercihini gerçekten çok merak uyandırıyor.

Bazı başlıklarla açıklamalarından öne çıkanlar şunlardı:

* Bizim mülk satmak gibi bir derdimiz yok, tam aksine kulübe mülk kazandıracağız.
*Biz yönetime geldiğimiz de taahhütname vereceğiz. Gençlerbirliği üzerinden nemalanmayacağımızı taahhüt ediyoruz. "Aksini yaparsak 5 milyon dolar ödeyeceğiz" diye bir ibare koyacağız.
*Muhalifiz, ama iyi niyetli muhalifiz. Kulübü hiç bir zaman zora düşürecek girişimde bulunmayız.
*Bizimkisi "bir ayağa kalkış" projesi. İnanan oy verir, inanmayan vermez. Türkiye'de "Son Kale" Gençlerbirliği'dir. Esasında biz tüm Türk futboluna kafa tutuyoruz. "Böyle futbol kulübü yönetilmez!" diyoruz.

10 ÖNEMLİ MADDE

Seçilmeleri halinde; Gençlerbirliği için 10 temel proje hazırladıklarını dile getiren Murat Şamil Şen, “İlk projemiz Gençlerbirliği Futbol Gelişim Merkezi (GFGM) olacak. Kulübümüzün altyapısını dünya standartlarına taşıyacak yeni eğitim ve gelişim sistemi kurulacak. Gençlerbirliği Çocuk Üniversitesi kuracağız. Böylece sporla akademik eğitimi birleştirerek hem sporcu hem birey olarak gelişmiş nesiller yetiştirmiş olacağız. Gençlerbirliği Sporcu Velisi Akademisi kuracağız. Ailelerin bilinçli sporcu yetiştirmesi için bilimsel ve sistematik eğitim programları oluşturacağız. Yine mahalle ligi ile Ankara genelinde yetenek keşfi ve Gençlerbirliği kültürünü yaygınlaştıracağız. Bunlar dışında kariyer birliği, taraftar ve menajer anonim şirketi, kadın takımları, e-spor takımı kurulacak. Festival organizasyonları ile kültür, sanat ve sporun iç içe geçmesini sağlayacağız” dedi.

OSMAN SUNGUR "BAŞARILI" OLMUŞTUR

Gelelim madalyonun diğer tarafına. Gençlerbirliği takımının bugün geldiği nokta neresi? Geçtiğimiz sezonlarda 1.Ligde kümede kalma savaşı veren Gençlerbirliği, bu sezon adeta ligi sallıyor. Özellikle teknik direktörlüğe Hüseyin Eroğlu'nun getirilmesinin ardından, takım adeta uçuşa geçti. Ardı ardına aldığı sonuçlarla Süper Ligin en güçlü adayı konumunda.

İddia ediyorum, ligin bitimine 2 değil de, 5 hafta olsaydı, Gençlerbirliği sezonu Kocaelispor'un yerinde bitirirdi.

E bu sadece Hüseyin Eroğlu ve oyuncular sayesinde mi oluyor? Tabii ki hayır. Kulübün mevcut başkanı Osman Sungur, geldiğinden bu yana gerçekten kulüpte bir istikrar ve huzur ortamı sağladı.

Bakmayın siz bir dönem prim sorunu yaşandığına. O sorun aslında her kulüpte var. Osman Sungur, adı "Kongreler takımı" na çıkan kulüpte bir istikrar sağladı. Buda hiç öyle kolay bir şey değil. Türk futbolunun geldiği noktaya iyi bakmak lazım.

Bunu sağlarken, para kaynağını, kulübün mülklerini satarak sağladı. Bu gerçek.
Ama sonuçta başarı da gelmedi mi? Geldi.

Görüldüğü gibi küme düşer denilen takım, bugün neredeyse Süper Lige çıkmak üzere. Osman Sungur, seçimi kazandığından bu yana sessizliğini koruyor. Gerektiği zaman kulüp resmi sayfasından açıklama yapıyor. Bazen de hem benim vasıtamla Haber Ankara üzerinden, hem de Engin Kocabıyık vasıtasıyla da Gençlerbirliği Haber Ajansı'ndan açıklamalarını yaparak, camiayı bilgilendiriyor. Burada sıkıntı sanırım şudur ki; bir türlü camia önünde kendisini ifade edemiyor, yaptıklarını anlatmıyor. Ne basının huzuruna çıkıyor, ne de taraftarın. Bu iletişimsizlik oluşturuyor. Aradaki bağ kopuyor.

Ancak net olarak şunu söyleyebilirim: Taraftar bunlara çok bakmaz. Taraftar skor tabelasına bakar. Takım iyiyse, başkan başarılıdır, takım kötüyse başkan başarısızdır.

Mevcut durumda takım şampiyonluğun en büyük adaylarından. O halde Osman Başkan da başarılıdır.

Yaklaşık 1 ay sonra kongreye gidilecek. Şimdilik 2 aday var.

Kongrede Gençlerbirliği delegelerinin işi oldukça zor olacak.